OYUN VE SOHBET PLATFORMUMUZU EN YAKIN ZAMANDA HİZMETE ALABİLMEK İÇİN ÇALIŞMALARA SON HIZ DEVAM EDİYORUZ...
Youtube hesabımız:
fifileyti
www.gamyun.net web sitesinde yayınlanan bir yazı 81 kez görüntülendikten sonra ilginç bir şekilde yayından kaldırılmıştıır. Bu sebeple bizden bu yazının yayınlanması talebine olumsuz cevap vermemiz beklenemezdi...
Kurgu Karakterler, Gerçek Yaralar: Sanal Dünyanın Karanlık Yüzü
Ön bilgi:
Bu yazı sanal dünyanın gerçeklerine dikkat çekmek maksadıyla kendi hayatımın gerçeklikleriyle kurgulanmış
bir hikayedir.
Sanal dünyaya 20 yaşındayken aldığım tüplü monitörü olan eski bir bilgisayar ile girdim.
Sanal dünyada neler yapılabilir merakıyla bir anda kendimi sohbet ve oyun platformlarında gece gündüz
vakit geçirir halde buldum. Henüz "slm", "nbr" gibi kısaltmaları bile bakmadan yazamıyordum...
Çeşitli oyun sitelerinde birkaç ay takılıp klavye kullanımında da bayağı ilerleme kat etmiş,
birçok arkadaş edinmiştim. O site senin, bu site benim dolaşıyorken karşımıza PlatformX adlı bir site çıktı.
Diğer sitelerden farklı olarak daha düzenli ve güvenli bir ortam sunuyordu.
İnsanların daha huzurlu olabildiği, saygının gerçek hayata en yakın olduğu bir ortamdı burası.
Burayı sevdik ve arkadaş çevresiyle birlikte buraya demir attık.
Yeni insanlarla tanıştıkça PlatformX gerçek hayattaki bir mahalle gibi oldu.
Buradaki varlığımın 3-5 ayı tamamladığı bir dönemde; kısmen ilgi alanları ilgi alanlarımla,
hayat hikayeleri hayat hikayelerimle kesişimler gösteren, kısmen de zıt karakteristik özelliklerimizin olduğu
bir dost edindim. O benden 10 yaş büyüktü ama biz dost idik, abi kardeş değil.
İstanbul'da yemek hizmeti veren bir şirkete sahip, maddi anlamda sorunsuz bir hayatı olmasına rağmen
bedenen ve ruhen rahatsızlıklarla boğuşan, defalarca intihar girişiminde bulunmasına sebep olacak seviyede
geçmişi acılarla dolu bir dost edindim. Hayatına giren herkese iyilik yapmış olmasının karşılığında
hep aldatılmış, kandırılmış, terk edilmiş, hakkı yenmiş bir dost edindim.
Asabiyet sebepli düzenli ilaç kullanıyor, ilaçlarını aldığında uysallaşıyordu ve biraz alıngan,
biraz kıskanç, bazen de hazımsızdı. Bazı hallerini garip bulup beğenmesem de bütüne baktığımda dostluğu
kalıcı oluyordu. Sigarayı bırakmak istesek de içmek isteyen yanımızın baskın gelmesi gibi.
Ara sıra tartışıp kısa süreli görüşmesek de, dostluğumuzu bitirecek herhangi bir şeyin aramıza girmesine
müsaade etmiyorduk. Bunu daha çok o yapıyordu; aramızdaki buzları eriterek.
Dedikoduyu hepimiz az ya da çok sever, yaparız. Onda bu biraz fazlaydı.
Sırdaşıydık birbirimizin, o içini rahatlatacak her şeyi döküyorken, ben başkalarının özeline saygı
çizgisinde kalmayı ilke edinmiştim. Oynadığımız oyundaki beceri konusunda en iyilerdendik.
Ben özellikle estetik oyun anlayışım, hızım ve zaman zaman ortaya çıkan insanların hayranlık
ifadelerine maruz kalacak hamlelerimle dostumun kıskançlık damarına dokunuyordum istemeden.
Bunu; bazen gülünmek üzere yapılmış bir espri şeklinde yansıtıyor, bazen de büyütüyor ve
çekip gidiyordu çocuk gibi küserek. Ama biz dosttuk ve çok sürmüyordu bu hali,
birkaç saat ya da birkaç gün. Çevremiz genişti, insanlarla iyi geçinirdik, severdik, sevilirdik.
Onun çevresindeki kadınlarla alakası biraz karmaşıktı. Hangisiyle dost, hangisiyle sevgili bunu ancak
aleni beyanla ayırt edebilirdik. Sevgililik süreleri birkaç aydan birkaç yıla uzansa da hep aynı şeyler oluyor,
acılar üzerine inşa ediliyor gibiydi. Erkeklerden kitlelere etki edebilenlerle ters düştüğünde ise
insan ilişkileri üzerinden bir savaş yürütüyor gibiydi. Cephe oluşturuyor ve insanlara kendisinin
gönüllü askeri olmasını sağlayacak kırmızı hap veriyordu sanki. Bunların bir kısmında savaşın sonlarına doğru
fark ediyordum ki ben de onun cephesinde savaşan bir nefer olmuşum...
Ben çalışmak üzere bir dönem dostumun yaşadığı şehre gittim,
maddi anlamda sorunlu bir dönemdeydim. Dostumla görüşmek de istiyordum, bunu gündeme getirdiğimde
dostum kaçamak cevaplar veriyordu ve biz hiç görüşememiştik. Belki de maddi durumumun iyi olmamasıyla
ilişkili çekinceleri vardır desem de kendi kendime kafama takılan bir şeyler vardı.
Acaba dostum olarak bildiğim haline ters bir şeyler mi görecektim yoksa dostum benden saklanıyor muydu?
Onun hiç sesini duymadım, telefonu yok, gerçek bir sosyal medya hesabı yok,
onu yüz yüze de göremeyince "saklanıyor mu dostum benim?" dedim kendi kendime.
"Saçmalama koskoca adam senden niye saklansın" diyordu bir tarafım da...
PlatformX hikayesi bir çok insan için; hayatının akışının değişimine göre,
bir dönem kesintisiz varlık gösterdiği,
bir dönem ortadan kaybolduğu, parçalı bulutlu bir hikayedir.
Bir varmış bir yokmuş misali, bu benim için de öyleydi, dostum için de öyle.
Yıllar geçtikçe dostumu daha iyi tanımıştım. Yine böyle bir PlatformX gel git döneminin sonrasında
dostumla tekrar karşılaşıp hal hatır soruyorken enteresan bir diyalog geçti aramızda:
Ben: - Heyy dostum nasılsın ya, görüşemiyoruz bayadır, ne var ne yok?
Dostum: - Ne olsun aynı şeyler işte bildiğin gibi, sende ne var ne yok?
Ben: - İyi şükür... (Uzun uzun anlatıyorum.) Ya senin bir şirket vardı yemek şirketi,
son görüştüğümüzde işler pek iyi gitmiyordu, ne yaptın toparlayabildin mi? Yoksa daha kötü mü oldu?
Dostum: - Sırıtarak, aa sen hala orda mısın?
Ben: - Nasıl yani?
Dostum: - Ben özel hayatımın sanalda kimse tarafından bilinmesini istemiyorum,
insanlar da merak ediyor soruyorlar ben de onlara duymak istedikleri şeyleri anlatıyordum
yani yok öyle bir şirket, öyle bir iş, öyle bir hayat.
Ben: - Her şey mi?
Dostum: - Evet her şey, sana bunu söylediğimi zannediyordum.
Ben: - Hayır söylemedin ilk defa söylüyorsun ve çok şaşırdım.
Ama seni yargılamayacağım, bu senin tercihin.
Biraz daha oradan buradan konuştuktan sonra dostumun bu durumunu geçmişte anlam veremediğim
halleriyle birlikte değerlendirdiğimde ürkmeye başlamıştım.
Gerçek hayatına dair hiçbir şeyin bilinmiyor olması,
İstanbul'da benimle görüşmekten kaçması, telefonunun kimse de olmaması,
kimseyle sesli veya görüntülü görüşme yapmaması,
kendisi olduğunu söylediği bir tane fotoğraftan başka fotoğrafını kimsenin görmemesi,
insan fotoğrafı olmayıp öfke ve çocukluk harmanı çaki vari profil fotoğrafları,
şizofreni ve paranoyaklık konularının hakim olduğu film önerileri,
fikrime başvurduğu deneme yazılarında rastladığım kurgu dünyasındaki karanlıklar,
iç içe geçmiş kişilikler, kendini kaybetmeler, kendini bulmaya çalışmalar,
karakterlerin cinsiyetlerindeki belirsizlikler.
Her derin muhabbetin sonunun bir şekilde ajitasyonla ilgi beklediği bir yere varması,
kurgulamış olacağını düşündüğüm mağduriyetleriyle teselliye muhtaç halleri.
Duygusal anlamda istediğini alamayınca sinirlenip anormal tepkiler vermesi,
insanlara karşı anormal kıskançlıkları (haset), insanlarla olan ilişkilerinde yalnızca
kelimeleriyle var olabilmesi, her ilişkisinin sonunun ilişkideki muhatabına kelimelerin yetersiz
geldiği durumlarda gelmesi... Bunlar artık farklı bir anlam kazanıyordu benim için.
Dostluğumuzu artık daha mesafeli bir şekilde yürütmeye karar verdim.
Gel zaman git zaman, bir PlatformX gel git dönemi sonrasında tekrar oyun oynamaya başlamıştım ki ne göreyim.
Bir insan, platformdaki tüm insanlara bela olmuş.
Kimi zaman farklı hesaplarla kim olduğu anlaşılıncaya kadar orta yerde konuşulan bilgileri topluyor.
Kimi zaman insanların sevmeyenlerinden gelen bilgileri topluyor.
Saldırıya geçeceği kişiyi belirlediğinde ise onun hakkında topladığı bilgileri kullanarak;
daha fazlasını bildiği ya da istese her türlü bilgiyi edinebileceği algısı oluşturuyor.
İnsanların bir çoğunu "bu bilgileri nereden edinebilir ki" endişesine düşürmeyi başarıyor.
Bununla yetinmeyip onlara tehditler, küfürler, hakaretler,
iftiralar ile onların dünyasını kendi dünyası gibi alt üst etmek istiyor.
Bu psikolojik sorunlu kişilik insanların aklında ilk görüldüğü haliyle yani
Kaktüs (lakap uydurmadır) lakabı ile kalıyor. Kaktüs birkaç gün kayboluyor sonra tekrar hortluyor ve
aynı kısır döngü tekrar ediyor...
Gün geldi Kaktüs ile sohbet etme fırsatı buldum. Konu konuyu açtı muhabbet;
kendisine insanların tepki göstermesinde haksız olduğunu anlatmaya başladığı bir yere geldi.
Ben yazılımcı olduğumdan bahsedip bir site açmak üzere olduğumu söylediğimde ise bana sitede
fotoğraf yüklemenin olmamasını istediğini söyledi. Ne garip değil mi?
Anlam veremedim, nedenini sordum elbette. "Beni kimse beğenmiyor, bu yüzden fotoğraf koyamıyorum,
diğer insanlar da koymasın, birbirlerini beğenmesinler, sevgili olmasınlar... küfürler... hakaretler..."
şeklinde bir cevap aldım. Bir şaşırmışlık duraksaması sonrası ne diyeceğimi bilemeyip konuyu
değiştirerek geçiştirdim beklentisine yönelik cevabımı. Anlayışlı olmaya çalıştım ama kabul edilebilir
bir talep değildi bu. Aradan zaman geçti, ara ara denk geliyorduk, huysuz ve saldırgan hallerine rağmen
idare ediyor onun insanlar içinde barınmasına yardım etmeye çalışıyordum.
O ise hep aynı şeyleri yapıp aynı neticeye koşuyordu. Gün gün bana saldırı biçimi daha da çirkinleşti,
herkese nihayetinde yaptığı gibi. Bir süre sonra ortalıktan kayboldu.
İnsanlar kurtulduğunu düşünürken, bu sefer benzer özelliklerde olduğu söylenen ve
onu taklit ettiği düşünülen Rüzgar (lakap uydurmadır) lakaplı bir bela türüyor.
Bu hastalıklı kişilik konuşmalarında dil bilgisine, cümle yapısına çok dikkat edecek kadar bilgili olmayıp
sokak üslubu kullanırdı, kendisinin saldırılarına karşılık korkutulmaya çalışıldığını düşündüğünde ise
saldırı dozunu arttırırdı. Kelime haznesi çok dar ve yazım hatası yüksek orandaydı.
Tam da bu zamanlarda, değer verdiğim bir kız arkadaşımla dertleşirken yakın zamanda yaşadığı
sanal bir ilişki hikayesini dinledim. Dinledikçe üzüldüm,
üzülünce dökülmeden edemedim Ela'ya (isim kurgudur).
Ben: - Sen neye maruz kaldığının hala farkında değilsin!
Sen benim tam on yedi yıllık dostumun kurgu dünyasında bir figüran olmuşsun...
Öyle biri gerçekte yok, hiç olmadı! O bir kurgu hayat, o bir kurgu karakter.
Bunu bana itiraf etmişti zamanında ama şimdi senin söylediklerinden anlıyorum ki
dostum yeniden aynı kurgu hayata devam etme kararı almış. Öyle olmalı ki aynı hikayede,
sürekli bir başkasına verdiği o rolü bu sefer sana vermiş!
Ela: - Onunla konuşacağım, beni bunca zaman kandırmış olması kabul edilebilir bir şey değil...
Ben: - Hayır lütfen yapma bunu. Bahsettiklerimle ona gidersen,
o bu bilgiyi kimden alacağını biliyor olduğu için onunla savaşmak zorunda kalırım.
Yo yo yo korkmuyorum onunla savaşmaktan, hayır!
Sadece onun yapmaya utanmadığı şeyleri ben onun yüzüne konuşmaya utanıyorum...
Ela: - Merak etme seni zor duruma sokmayacağım.
Ben: - Sende haklısın, yılların hasta ruhlu bir insanın oyun dünyasında
bir figüran olarak araya gitmiş, duygularınla oynanmış, ömründen çalınmış...
İşte bu: on yedi yıllık hikayenin aynı zamanda tüm oyun ortamındaki insanları da
etkileyecek büyük bir değişimin işaretiydi.
Bu: PlatformX'deki hastalıklı insanların, diğer insanları zehirlediği kısır döngülerinin
bitişine giden yola girişin işaretiydi... Ok yaydan çıktı bir kere, geri dönüşü yok!
Ela konu hakkında dostumla; benden net bir ifade ile bahsetmeyecek şekilde konuşsa da
bu bilgileri benden edindiğini dostumun tahmin etmesi kaçınılmazdı. Hemen ertesi gün
Rüzgar anlamsız bir şekilde bana saldırıyor, küfürler ediyor, iftiralar atıyordu.
Bununla yetinmeyip, çevremde gördüğü bütün kadınlara ahlaksızca saldırıyordu...
Neler oluyor öyle! Bu adamın yanından bile geçmemiştim ben, tetikleyici hiçbir şey yokken ortada
neydi bu fırtına... Durmadı ve bana karşı saldırılarını Ela'nın bulunduğu ortamlarda;
millete duyuracak şekilde iftiralar, küfürler, hakaretler şeklinde devam ettirdi.
Ela bu bilgiyi bana ilettiği gibi dostuma da iletmişti, hala onun ne kadar tehlikeli olduğunu görememişti.
O gecenin sabahında dostum geldi masama, benimle özel konuşmak istediğini söyledi ve
bana Rüzgar belasıyla nasıl baş edeceğimi anlattığı bir yöntemden bahsetti.
Ama bu yöntem sır değildi, bunu biz daha önce defalarca kullanmıştık sahtekar
insanların maskelerini düşürmek üzere dostumla birlikte... O bunu unutmuş olamazdı.
Dostumun bu yaklaşımına anlam verememişken aynı gün öğle saatlerinde Rüzgar ile birlikte
takılmaya başlıyordu! "Ben neyin içine düştüm" dedim kendi kendime. Dostum kincidir,
arkadan oyun yapmayı sever, intikam onun yemek üstü kahvesidir, çayıdır...
Bu bir karşılıktı diyorum ama ispat edemem, karşısına çıkıp "bunu yaptın" diyemem ama bilirim onu,
bilirim doğanın kanunlarından etki tepkiyi, bilirim bunun bir tesadüf olamayacağını.
Bir şeyler çeviriyordu ve ben emin olduğum ama ispatıyla sunamadığım şeyler yüzünden
onunla bağımı hak ettiği biçimde kesemiyordum. Bu şekilde de devam edemezdi.
Artık bu işi sonlandırmanın zamanı gelmişti, on yedi yıllık dost hayatımdan temelli çıkmalıydı.
Dönüp ona bir mesaj gönderdim:
"Dostum, bana sebep sorma, sebebini anlamaya çalışma, gerekirse kusuru bende bil
ama artık bizim görüşmememiz görüşmemizden hayırlıdır. Seni tüm sosyal medya hesaplarımdan engelliyorum,
oyun alanında da karşılaşmak konuşmak istemiyorum" diyerek kopardım onunla tüm bağlantımı.
Ama bu sadece benim on yedi yıl boyunca maruz kaldığım sahte bir dostluğun bitişiydi, olayların değil,
kurgu hayatların değil, kurgu hayatlara duygularıyla oynanarak figüran olacak masum insanların değil!
Tüm bunlar oluyor Rüzgar da saldırılarına aynen devam ediyorken fark ettim ki
Kaktüs ile Rüzgar aynıydı, Rüzgar ile konuşmalarımız Kaktüs ile konuşmalarımızın
devamı şeklindeydi (kavga, küfür, hakaret şeklinde olsa da). Üstüne Rüzgar bir başkasıymış gibi
karşıma çıktığında ona "sen Rüzgar mısın?" dedim. O ise, "Rüzgar kim ki tanımıyorum"
şeklinde cevap vermişti. Buna karşılık, Kaktüs'ün fotoğraflarla ilgili benden talepte bulunduğu
konuşmayı ona anlattıktan sonra, "işte Rüzgar budur, ruh hastası bir kişilik,
ben seni o zannettim kusura bakma" dedim. Sözlerim; onun öfkesine yenik düşerek
rol yapma kontrolünü kaybetmesine sebep olmuştu. Her zamanki gibi saldırıya geçmiş
kendini ifşa etmişti. İnsanlar bu sorunlu kurgu karakterlerin farklı olduklarını düşünüyorlardı ama
bunlar aynı kişilerdi.
Aradan 2-3 ay geçmişti ve artık Kaktüs(Rüzgar); ara sıra "ben buradayım" dercesine denk geliyordu sadece.
Derken yakın arkadaşlarımdan bir kadınla oyun oynayan kim olduğu belli olmayan Yağmur (rumuz kurgudur)
rumuzlu şahıs arasında oyuna yönelik tamamen olağan bir diyalog gelişiyor. Henüz Rüzgar tipi
bir saldırı değil bu. "Oyundan çıktın çıkmadın" derken Yağmur, haksız olduğu kanaatine varılacak
bir duruma düştüğünü düşündüğünde bu arkadaşımın benimle olan samimiyetini iftira boyutuna taşıyarak
çirkinleşiyordu. Konuşmalarda cümleler gayet düzgün, Türkçe dil bilgisi kuralları gözetilmiş,
anlamca bütünlük korunmuş, yumuşak ğ hassasiyeti dahi olan bir üslup kullanılıyor Yağmur tarafından.
Cümle kurma biçimi, söylenenlere tepki veriş biçimi, şikayet edileceğinin dava yoluyla olacağını
öğrendiğinde ceza almaktan değil kimliğinin ifşasından çekinen...
Aman Allah'ım bu benim dostum! Evet evet yakaladım seni, dayanamadım yazdım ona "sensin o" dedim.
Rüzgar olsaydı sevinirdi, elini ovuşturarak izleyebilirdi; saldırılarının başkası
tarafından yapıldığını zannetmemizin neticesinde bizi sokacağı sıkıntılı süreçleri.
"Bu sensin dostum" dedikçe "hayır ben Rüzgar'ım" demeye çalışacak taklitler,
ikna çabaları içine giriyordu. Hem de kavgasız, küfürsüz, hakaretsiz, tehditsiz...
Yok yok hiç kimse bir başkasının taklidini; akışkan, konuşulacakların ne olacağı belli olmayan,
oldukça uzun bir muhabbette bu kadar iyi yapamazdı. Çıldırmanın zamanı gelip geçmişte ben fark etmemişim.
Peki şimdi ne olacak?
İki psikolojisi bozuk kurgu karakterin diğer insanların psikolojilerini bozmasının
yıllarca önüne neden geçilemedi? Yoksa herkes bunca yıl benim yaptığım gibi yaptığı için mi?
Yani tartışma ve sorunun yaşandığı anın geçmesiyle geride bıraktığımızı düşündüğümüz için mi?
Onlara merhamet ettiğimiz için mi? Bu hastalıklı insanların hallerini herkese duyurmadığımız,
onların bu halleriyle içimizde barınmaması gerektiğini onlara göstermediğimiz için mi?
Toplumsal değerlerin gereğini onlara karşı bizlerin gözetip, bizlere karşı onların gözetmiyor
olmasından ötürü mü? Onlara onların anlayacağı dilden konuşmadığımız için mi?
Artık YETER!
Sanal dünyanın kurgu karakterlerinin gerçek insanları kendileri gibi ruh hastası yapmalarına
DUR deme vakti...
[ 20 ] Lilaa___
23:01 01-05-2025
Bensiz olmaz
Talep edilen rumuz: [ Lila ]
Durum: Onaylandı
Fifileyti (CoMe_ON_THeN) :
Evet kesinlikle öyle abla
[ 19 ] ___ShARI___
02:27 01-05-2025
Başarılar. Benim ve ortimin nickinide ayır lütfen :)
Talep edilen rumuz: [ ___ShARI___ ]
Durum: Onaylandı
Fifileyti (CoMe_ON_THeN) :
Teşekkür ederim tabiki, ceteris_paribus olarak ayırıyorum yanlış ise doğrusuyla yeni talep açabilirsiniz.
[ 18 ] —SU
03:33 28-04-2025
Bu benim için özel nickk olmazsa olmaz :D
Talep edilen rumuz: [ denizsiyahı ]
Durum: Onaylandı
Fifileyti (CoMe_ON_THeN) :
O benim içinde özel :P
[ 17 ] —SU
03:31 28-04-2025
Benim rumuzum 2 haneli kodlamanda bunu hesaba katmayı unutma fificim:))
Talep edilen rumuz: [ Su ]
Durum: Onaylandı
Fifileyti (CoMe_ON_THeN) :
Sen yeterki iste canım. Orjinali de ben ayırayım :)
[ 16 ] Polyphony_Digital
22:01 27-04-2025
Merhaba dostum evet her daim yanındayız başarılar diliyorum.
Talep edilen rumuz: [ Polyphony_ Digital ]
Durum: Onaylandı
Fifileyti (CoMe_ON_THeN) :
Teşekkür ederim dostum.
[ 15 ] Berceste
17:54 26-04-2025
...
Talep edilen rumuz: [ Berceste ]
Durum: Onaylandı
Fifileyti (CoMe_ON_THeN) :
...(restine rest :D)
[ 14 ] Heaven
08:11 25-04-2025
İnanılmaz. Okudum. Anlamak emin olmak icin tekrar okudum. Akillarda tek soru peki ya sonra 😊
Talep edilen rumuz: [ Heaven ]
Durum: Onaylandı
Fifileyti (CoMe_ON_THeN) :
Kurgu karakterlerin yaşam alanı daralır ki bu yok oluşun başlangıcıdır.
[ 12 ] Kastet_lowe
22:21 24-03-2025
Hellolar
Talep edilen rumuz: [ Peh71 jerbera_ capir ]
Durum: Onaylandı
Fifileyti (CoMe_ON_THeN) :
Hiler :D
[ 11 ] Hazanyagmuru_
02:44 30-11-2024
talebim nick Hazanyagmuru_
Talep edilen rumuz: [ Hazanyagmuru_ ]
Durum: Onaylandı
Fifileyti (CoMe_ON_THeN) :
Ablam
[ 10 ] Bartleby
22:42 27-11-2024
Come dostum buradan rumuz talep edilmiyordu düzeltmişsin. Bende istediğimi yazabildim şükür.
Talep edilen rumuz: [ Elif ]
Durum: Onaylandı
Fifileyti (CoMe_ON_THeN) :
Bar dostum
[ 8 ] ChanandlerBong
03:34 02-07-2024
1. nick buuuu
Talep edilen rumuz: [ ChanandlerBong ]
Durum: Onaylandı
Fifileyti (CoMe_ON_THeN) :
peki ya preconsuela
[ 9 ] feelingtheblank
03:34 02-07-2024
2. nick buuuu
Talep edilen rumuz: [ feelingtheblank ]
Durum: Onaylandı
Fifileyti (CoMe_ON_THeN) :
la-luna yı istemiyor musun ? :D
[ 7 ] Bartleby
03:33 02-07-2024
Birinç birinç birinç
Talep edilen rumuz: [ Bartleby ]
Durum: Onaylandı
Fifileyti (CoMe_ON_THeN) :
tamam ilk seni üye yapalım.
[ 6 ] Mandrake
03:46 01-07-2024
Mandrake benim tamam mı?
Talep edilen rumuz: [ Mandrake ]
Durum: Onaylandı
Fifileyti (CoMe_ON_THeN) :
Tabi ki mand dostum.
[ 5 ] skaivaf
23:52 16-03-2024
...
Talep edilen rumuz: [ skaivaf ]
Durum: Onaylandı
Fifileyti (CoMe_ON_THeN) :
...
[ 4 ] CoMe_0N_THeN
19:37 06-03-2024
...
Talep edilen rumuz: [ CoMe_0N_THeN ]
Durum: Onaylandı
Fifileyti (CoMe_ON_THeN) :
...
[ 3 ] CoMe_ON_THeN
19:36 06-03-2024
...
Talep edilen rumuz: [ CoMe_ON_THeN ]
Durum: Onaylandı
Fifileyti (CoMe_ON_THeN) :
...
[ 2 ] fifileyti
19:36 06-03-2024
...
Talep edilen rumuz: [ fifileyti ]
Durum: Onaylandı
Fifileyti (CoMe_ON_THeN) :
...